21 Kasım 2017 Salı

Professor Louis Levy ile geçmişe dönme girişimi... ya da geçmişi bozma girişimi


Biraz düşününce, aşık olduğumuz zamanlar ne garip paradokslar içine sürüklendiğimizi görebilirsiniz. Bu paradoksu oluşturan şey, aşık olduğumuz zamanlarda, çocukluğumuzda bağlandığımız bazı insanları, yeniden elde etme çabası içine girmemizdir. Ama aynı zamanda, aşık olduğumuz bu kişiden, kendisini özdeşleştirdiğimiz insanların,geçmişte yapmış oldukları hataları da tamir etmelerini bekleriz. Aşkın içindeki garip tutarsızlık da buradadır işte: Geçmişe dönme girişimi ve... geçmişi bozma girişimi aynı anda...

-Professor Louis Levy (Woody Allen)

18 Kasım 2017 Cumartesi

Ah bir pençeleri olsa...

"Sahiden, ne çok gülmüşümdür, keskin pençeleri olmadığı için kendilerini iyi zanneden zayıflara..."
-Friedrich Wilhelm Nietzsche

Sosyal İletişim Dehşeti


Esprilerimde en çok akşam yemeklerinden faydalanıyorum sanırım. Garip anlarla dolu sosyal iletişimler. Pişmanlıklarla. Sessizliklerle. İnsanlar o şekilde bir araya gelince gerilimle dolu bir şey oluyor. En yakın arkadaşımın doğum gününde yanına gidip dedim ki: "Katacak bir şeyim kalmadı. Ekleyecek bir şeyim kalmadı."

Arkadaşım önce gülüp sonra bana güle güle dedi.

Bu durum ölümden farksız. Evden çıkmak gerekiyor, insanlar eve tıkılmak istemiyor biliyorum. Bir yere davetliysen gidiyorsun. Kapıya varır varmaz fark ediyorsun ki: Ölümden farksız. Ölüm resmen. Akıl alır gibi değil. Adamın tekiyle konuşuyorum. Kendimi bu konuşmadan nasıl kurtaracağım? Ne diyerek bitirebilirim konuşmayı? Aklın kendinle yarışıyor, sanki bir şeyler uydurmazsan hapise gireceksin. Aklına ilk geleni söylersin: "İçecek bir şeyler almam lazım!", "Tuvalete gitmem lazım!" Arkadaşlarından yardım dilenirsin. Kâbus resmen. Yapamıyorum. Yoruyor beni.

-Larry David  (Çeviri: Ulaş Barut.)

17 Kasım 2017 Cuma

Orta Doğu İnsanı'nın Arsa Fetişi


Geçen ay arabamı park ettiğim tarlaya çivili tahtalar koyan yaşlı bir adam gördüm.
Ne olduğunu sordum.
Bir kamyonun evinin bahçe kapısına çarptığını, insanların arabalarını evinin 50 metre yanına bile park etmemeleri için bu yola başvurduğunu söyledi.
Evine bu kadar uzağa park edilmesinin bile kendisini neden bu kadar rahatsız ettiğini sordum.  Belki de yasal olarak bir hakkının bile olmaya bileceğini söyledim.
5 defa evinden bu kadar uzağa park edilen arabanın asla onu engellemeyeceğini anlattım. Anlaşamadık.

"Arsam olsun, tarlam olsun, onlarca yüzlerce dönüm olsun. Yolun kenarını mezarıma da götüreyim." mastürbasyonunu hiçbir zaman anlayamayacağım.

Ne demişler? Mülkiyet hırsızlıktır.

Bazı insanların nefes alışı bile açgözlülük...

-Mehmet Ali Özdilekler

16 Kasım 2017 Perşembe

Batman'in psikolojisi

Batman veya Yarasa Adam ilk defa 1939’ un Mayıs ayında Detective Comics'in 27. sayısında çizilen bir çizgi roman süper kahramanıdır. İlk yaratıldığı zamandan bu yana Batman en çok bilinen süper kahramanlardan biri olmuştur. "The Dark Knight" (Kara Şövalye), "The Caped Crusader" (Pelerinli Haçlı) ve "Worlds Greatest Dedective" (Dünyanın En İyi Dedektifi) olarak ve hazırlıkla herkesi yenen vigilante (kanunsuz?) olarak bilinir. Halk arasında en meşhur sözü "Because I'm Batman" (Çünkü Ben Batman'im!) dir.
Batman'in gizli kimliği milyarder sanayici, playboy ve hayırsever olan Bruce Wayne'dir. Yarasa kostümü giymesinin nedeni, Bruce küçük bir çocukken bir kuyuya düşer , kapalı alanlardan ve yarasadan korkar. Bu kuyuda korkularıyla yüzleşir ve bu korkusunun üstesinden gelmeyi öğrenir. Kuyudan çıkarıldığında ise babası ona “Ne için düşeriz? Tekrar Kalkmak için.” der.  Zengin bir doktor olan ve çok iyi bir insan olarak gördüğü  babasına olan hayranlığından dolayı hayatı boyunca bu söz onun için büyük bir önem taşır.  Bu olayın ardından  Henüz çocukken sinema çıkışı ailesinin öldürülmesine şahit olan Wayne’nin tüm hayatı bu olaydan sonra değişir. Bu fazlasıyla travmatik bir olaydır. Gözlerinin önünde anne babası öldürülen bu çocuk artık her suçluyu potansiyel bir katil olarak görmeye başlayacak ve tek amacı başka çocukların aynı olayı yaşamamasını sağlamak olacaktır. Sinema çıkışı bir hırsızın anne ve babasının kolye parasını almak için onları öldürmeleri Bruce’u hayatını sehrini yozlaşmadan kurtarmaya ve suçlularla savaşmaya adamaya yöneltecektir. Pek çok çeşitli alanlarda kendini eğittikten sonra yarasa temalı kostüm ve ekipmanları ile suça karşı savaşa başlar. Diğer süper kahramanlar gibi süper güçleri yoktur, zekası ve dedektiflik yeteneğini, şirketi sayesinde bilim, teknoloji ve kişisel serveti ile destekleyerek savaşını sürdürür.
Batman kendi gibi olan ve Robinler olarak adlandırılan çocuklara baba figürü olur. Çünkü o da yalnızlık ve öksüzlük duygusunu yaşamıştır. “Ailede ölüm” adlı hikayede Robinlerden biri Joker tarafından kaçırılır ve öldürülür. Batman kendini suçlu hisseder. “my partner, my soldier, my fault.” Çünkü bu olaydan önce bir gün Jokeri öldürme şansı olduğu halde öldürmemiştir. Batman adam öldürmez bu da en belirgin özelliklerinden biridir. “Adalet intikam değildir.” Sözünü bunun için söylemiştir. Bu olaylardan sonra Robinin ölmediği anlaşılır. Robin Jokeri öldürmek ister ama Batman buna karşı çıkar, öldürmeye her zaman karşıdır fakat bir yandan da Robinleri tehlikeye soktuğu için bunun suçluluk duygusunu hep yaşar.
Batman’ın her zaman bir planı vardır. Bütün arkadaşlarını nasıl durduracağını bilir. Mesela Superman onun arkadaşıdır ama her hangi bir anlaşmazlık anında onu nasıl durdurabileceği hep planlanmıştır. O bir takıntı hastasıdır. Her zaman her şeyi kontrol altında tutmak ve buna emin olmak ister. Onun için baba figürü çok eskiden beri yanlarında çalışan Alfred’dir. Önemli bir nokta da birçok kahraman kendi kimliğini kullanıp kahraman kimliğini gerektiğinde kullanırken. Batman sadece planlarını yapmak ve yaptığı planlardan saklanmak için Bruce Wayne’ı kullanır.
 Alfred bir gün Batman’e seni bir gün bir kafede sevdiğin kadınla otururken görmek istiyorum der. Çünkü normal ve çok sıradan olan bu olay kostümünü giyip , her gün suçlularla (birçoğu akıl hastası) savaşan, ölümden dönen ve sürekli yaralanan Batman için  olağandışı bir olaydır. Alfred de artık onun mutlu olmasını ister. Alfred, baba gibi, dost gibi, bilgili ve yol gösterici bir karakterdir. Tek isteği batmanın sevdiği kişiyle beraber Gotham'dan ayrılıp tehlikeli hayatını bırakmasıdır ki bu isteği gerçekleşir ama bunu bırakmasında Robinlerden birinin ölmesinin payı olduğu düşünülmektedir. Çünkü onlara tam olarak düşüncelerini aşılayamadığını düşünür. Batman her zaman “Sen bir katili öldürdüğünde dünyadaki katil sayısı yine aynı kalır ”der. Öldürmeyi reddeder o suçla savaşmaya takıntılı biridir. O hep bir kargaşa içindedir. Kahraman olduğunu kabul etmez, öyle ki bir polis ona  “Sen bir kahramansın.” dediğinde  Batman’ın cevabı ise “ asıl kahraman annesi ve babası ölmüş bir çocuğa montunu veren polistir” bu cümlesinde de bu olayların hepsini ailesiyle yaşadığı o korkunç olaydan sonra meydana geldiğini ve herkesin onun gibi olabileceğini ifade eder.  Yaşadığı travma onu Batman yapmıştır.
 Bunlara ek olara Batman’ın birçok  psikolojik rahatsızlığa sahip olduğu düşünülmektedir.  Bunlar; Obsesif Kompulsif Bozuklukobsesif (obsessive) takıntılı, kompulsif (compulsive) ise zorlayıcı demektir. Özetle bazı saplantılı düşüncelerden kurtulmak için, bir takım zorlayıcı hareketlerde bulunmak ve bunları kronik bir şekilde, sürekli tekrarlamaktır. Batman’in takıntılı düşüncesi “suçla savaş”tır. Zorlayıcı hareket olarak kendini geliştirmeye, antrenmana, ekipman geliştirmeye ve araştırmaya yapmaya devam eder. Post-Travmatik (Travma Sonrası) Stres Bozukluğu, Tüm diğer bozuklukların ilki ve tetikleyicisi. Yaşanan şiddetli bir olay sonucunda, bu olay öncesindeki yaşam kalitesine ve psikolojik sürekliliğe ulaşılamamasıdır. Travma anı sıklıkla rüyalarda ve hayallerde canlandırılır, hasta travma yaratan olayı tekrarının yaşanmasından çok şiddetli bir şekilde kaçınır (hatta olayı tekrarlama şansı çok düşük olan ihtimalleri bile sürekli göz önünde bulundurur, akla gelmeyecek şekilde onlardan kaçınacak yöntemler uygulayabilir). Batman’in durumunda bu söz konusu travma zaten çok barizdir; küçük bir çocukken anne ve babasının gözünün önünde öldürülmesi. Bu travmanın, babası önemli bir şahıs olan çocuklarda daha yoğun yaşandığı bilinen bir gerçek. Söz konusu travmanın tekrarlanmaması için saatler, aylar ve yıllar süren aralıksız çalışmalar yapılıyor. Tek amacı kendinin ve/veya başka çocukların aynı olayın tekrarını yaşamamalarıdır. Dikkatli okuyucu/izleyiciler, Batman’in neredeyse hiç gülmediği gerçeğini de fark edeceklerdir. Bu da majör depresyonun var olduğu ancak semptomlarının ciddi bir şekilde bastırıldığının iyi bir örneğidir. Çoklu kişilikte ise en sık tekrarlanan ikinci bir şahsiyet oluşturulması ve bireyin kişiliğinin bastırılmış parçalarının özellikle bu ikinci şahsiyet üzerinde ortaya çıkması şeklinde görülür. Batman’in rahatsızlığı ileri seviyededir. 
Sıklıkla söylediğimiz üzere kendisinin esas şahsiyeti olan Bruce Wayne zamanla çözülmüş ve Batman esas şahsiyet haline gelmiştir. Bu bir süreçtir, yıllar içinde ilerleme göstermiş, Bruce Wayne gittikçe silikleşmeye başlamıştır. Karakteri daha ilerlemiş yaşlarda gösteren çizgi roman ve filmlerde Bruce Wayne’in daha az belirgin olmaya başladığı ve neredeyse 7/24 Batman olarak yaşamını sürdürdüğüne şahit oluruz. Hatta bir çizgiroman hikayesinde doğruluk kementine dokunan her karaktere gerçek kimliği sorulur. Herkes gerçek adını söylerken karakterimiz kendisini Batman olarak açıklar.
O yakın çevresinin bildiği kişi değildir artık. O anne babasının adını koyduğu kişi değildir. Bruce Wayne kimliği sadece formalitedir. O yaşadığı travma ile, korkular ile farklı bir kimliğe geçmiştir. Bir dönüşüm geçirmiştir. Bu dönüşümün farkındadır.

-Mehmet Ali Özdilekler

15 Kasım 2017 Çarşamba

Buggles - Video killed the radio star 1979

"Yükselmiş birini düşürmek, yahut onun düştüğünü görmek, aşağıdakilerde adaletin yerini bulduğu hissini uyandırır ve onlara mutluluk verir."


14 Kasım 2017 Salı

Açıklamaya yönelik bir açıklama

Sadece gerçekleşmeyen, açıklanmayan aşk romantik olabilir.
- Tabii ki Woody Allen

Tek olmasa da '74

Çocuk yüreği faşist cepleri yense

Biri bu savaşlara dur dese (Kıbrıs 74)

Reklamlar

İlk makalenin linki ektedir:
Link mink: https://www.researchgate.net/publication/319198906_An_evaluation_of_class-teachers%27_roles_in_transferring_values
Besides their academic success, teachers are bound to equip learners with values and prepare them as good citizens for the society. In this respect, the aim of this study is to evaluate primary school class-teachers’ roles in transferring values to their learners. This qualitative study comprises views by inspectors, directors, subject-teachers working in ten primary schools and parents in the city of Nicosia, Cyprus. The data was collected through interviews. This research indicated that class-teachers are effective role-models with responsibilities and effect of values transferring differed according to academic priorities and personalities. While parents feel satisfied with values transfer, most inspectors, directors and subject-teachers point to deficiencies in the approach. At this point, it is suggested that teachers are trained and a target-based curriculum is designed. This study was particularly aimed at evaluating class-teachers’ roles in transferring values in primary school years, which are assumed to be the most critical period of time. In the literature, the opinions of inspectors, directors, subject-teachers and parents about value transferring are not well known. One of the aims of tolerance education is that all stakeholders in educational organizations are satisfied with the transferring values and they feel peaceful. In this study, these new perspectives will show the state of harmony in educational institutions and the different opinions about transferring values. This research is hoped to add to this issue, which was rarely dealt with in literature, for the development of applications and policies.

11 Kasım 2017 Cumartesi

Saklanarak yaşamanın yedi kuralı

1)Asla yağmurluklu bir polise güvenmeyin.
2)Coşku ve aşktan sakının. (Geçicidir ve çabuk etkiler)
3)Dünyanın sorunlarına önem verip vermediğinizi soranların,taa gözünün içine bakın,bir daha size sormayacaklardır.
4)Asla gerçek adınızı söylemeyin.
5)Biri kendinize bakmanızı söylerse asla bakmayın.
6)Karşındaki kişinin anlamayacağı bir şeyi asla söyleme ya da yapma.
7)Sakın bir şey yaratmayın yanlış anlaşılır.













*Dipnot: tabela yazısı, Melancholy Lane No Through Road.

Asfalt

Bilmem kaç sene oldu  Zaman geldi geçti  Beraber çokça geçtiğimiz o toprak yola  Asfalt bile döküldü  Kim bilir bu yeni yolda kaç kuş öldü ...