Okunmak için değil unutmamak için yazarım. Bilincimi kaybettiğimde damardan enjekte edebileyim diye... Hiçbir şey hakkında notlar, alıntılar, karalamalar...
24 Aralık 2017 Pazar
There's no plan.That's the fuckin plan!
Unutulmaması gereken sadece dört kural vardır:
Plan yap,
planı uygula,
planın ters gitmesini bekle
ve planı at.
-Leonard Snart
11 Aralık 2017 Pazartesi
Ne olsa işe yarar
* İlişkide var olan bütün uyumluluk ve kağıt üzerinde herşeyin mükemmel gözüküşü, ilişkide eksik olan tek bir şey yüzünden bozulabilir. "sevgilinizle ne kadar ortak noktanız varsa o kadar mutlu olursunuz" klişesi bir yanılgıdan ibarettir.
* Öğretilenin aksine aşk, her şeyin üstesinden gelemez, hatta devam bile edemez. sonunda gençliğimizdeki romantik isteklerimiz o kadar azalır ki, "ne olsa işe yarar" deriz.
* Eğer ayakkabı uyuyorsa, giy gitsin.
-Woody Allen
Hiçbir şey. Sıfır. Hiç.
"Zaten bütün bunların ne anlamı var ki? Hiçbir şey. Sıfır. Hiç. Hiçbir anlamı yok, yine de bu dünyada amaçsız yaşayan aptalların sayısı çok fazla. Ben öyle değilim. Benim bir vizyonum var. Seni, arkadaşlarını, iş arkadaşlarını, gazetelerini, televizyonunu tartışıyorum. Herkes bilip bilmediği her konuda konuşmaktan memnun. Yanlış bilgiler dolanıyor. Ahlak, bilim, din, politika, spor, aşk. Cüzdanın, çocukların, sağlık, İsa hakkında. Eğer yaşamak için günde dokuz öğün meyve ve sebze yemem gerekiyorsa yaşamak istemiyorum. Lanet olası meyve ve sebzelerden nefret ederim. Omega-3'ler, koşu bandı, kardiyogram mamografi, leğen kemiği somografisi... ve Tanrım, kolonoskopi. Bütün bunlarla beraber seni, senin için neyin uygun olduğunu söyleyen ve sana hayatı tanımlayan yeni nesil aptalların olduğu bir kutuya koyduklarında gün yine doğar. Babam sabahları okuduğu gazete haberleri yüzünden depresyona girip intihar etti. Peki onu suçlayabilir misiniz? Korku, yolsuzluk, cahillik, parasızlık, soykırım, AIDS, küresel ısınma, terörizm, silahlı aptallar, politikacılar. Kurtz, Karanlığın Kalbi romanında "korku" demişti. "Korku." Kurtz oraya bir gazete dağıtımı yapılmadığı için şanslıydı, o zaman görürdü korkuyu. Ne yapabilirsin ki? Darfur'daki bir katliamı veya bir okul servisinin patladığını okuduktan sonra, "Tanrım, korkunç!" deyip de sonra sayfayı çevirip yumurtanı yer, çayını mı yudumlarsın? Yani ne yapabilirsin? Bu kahredici bir şey."
-Woody Allen
3 Aralık 2017 Pazar
Hayat Kocaman Anlamsız Bir Şey…
Macbeth cümlesi hakkında konuşalım biraz. “Şiddet ve gürültüyle doludur ve hiç bir şey bulamazsın ve herkes dans eder.” Ne zaman bu gerçeğin farkına vardınız?
Oldukça erken bir yaşta fark ettim bunu. Fakat yıllar geçtikçe bu daha da aşikar oldu. Gençken her şeyin ne kadar önemli olduğunu düşünürsünüz. Her şey olması gerektiği gibi olmalıdır: işiniz, kariyeriniz, hayatınız, seçimleriniz ve her şey. Ve bir süre sonra fark etmeye başlarsınız ki – Burada büyük resme bakıyorum – en sonunda öleceksinizdir, nihayetinde güneş tükenecek, dünya yok olacak. Ve nihayetinde bütün yıldızlar ve bütün gezegenler tüm kainat gidecek, yok olacak. Ve geriye hiç bir şey kalmayacak. Shakespeare olmayacak, ya da Beethoven, hiç biri olmayacak, Michelangelo olmayacak. Ve kendi kendinize düşünürsünüz ki çok fazla gürültü ve ses ve hırs var. Ve nereye gidecek, hiç bir yere… Gidecek. Öyle değil mi? Şu an dünyadaki tüm insanlar, hepimiz, amerikanlar, afganlar, israillier, araplar şu başkan, ekonomi… Birisi diyor ki: “Umarım filmim Cannes’da beğenilir” Eşim diyor ki: “Umarım tiyatroya gitmeden elbisem kuru temizlemeciden gelir “. Ve birden, her yüzyılda bir, birisi bir tuşa basıyor ve büyük bir tuvalet sifonu çekiliyor ve dünyadaki bütün insanlar değişiyor. Herkes, tüm müslümanlar, tüm afganlar, tüm amerikanlar. Gezegendeki herkes gidiyor. Ve yeni bir topluluk geliyor. Hepsi endişe ve kaygılarla dolu ve her şeyi yapıyorlar, ardınan, tuş… ve herkes gidiyor. Sanki her yüz yılda bir üzerindeki tüm insanlardan temizleniyor gezegen. Hayatını mutsuz kılan tüm insanlar, karşı komşuların, sokakta seni soyan insanlar. Hepsi gitti. Başkan, banka soyguncusu, artık hiç biri yok. Yani kocaman anlamsız bir şey gibi. Fakat hayatını bu şekilde yaşayamazsın. Çünkü böyle yaparsan, sadece orada oturursun. Neden bir şey yapayım ki, neden sabah kalkıp bir şey yapayım? Bu yüzden bence sanatkarın işi. Bu berbat gerçeğe rağmen. Neden yaşamaya devam etmeliyim? Neden bir şeyi umursamalıyım? sorusuna cevap aramaktır. Bu her şeyin anlamsız sonu gerçekse eğer. Ve bunun doğru olduğunu bilerek, kendine sahte cennet ve cehennem ve zırvalar uydurmadan. Fakat en kötüsünü bilmene rağmen yine de buna değeceğini göstermeye çalışmaktır. Bu zor bir ödev; Bu kadar berbat olmasının sebebini ve yine de devam etmenin önemli olduğunu birine anlatabilmek zor bir ödev. Bunu çözmeye çalışmak sanatçı için her zaman zorlu bir görevdir.
-Woody Allen
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Asfalt
Bilmem kaç sene oldu Zaman geldi geçti Beraber çokça geçtiğimiz o toprak yola Asfalt bile döküldü Kim bilir bu yeni yolda kaç kuş öldü ...
