27 Ocak 2018 Cumartesi

Mucize (2015) Filmi


Mucize (2015) Filmi

Mahir, İzmir’de yaşayan, evli ve çocuklu bir öğretmendir. Mahir Öğretmen, doğu illerinden birindeki dağ köyüne tayinin çıktığını öğrenir. Karısı bu yere gitmesine karşı çıksa da, Mahir Öğretmen bu yere gitmek zorunda olduğunu karısına anlatır. Eşi, Mahir’in gitmesini kabul etse de çocukları için kendisinin İzmir’de kalması gerektiğini söyler. Mahir Öğretmen’i terminalde eşi, akrabaları ve çocukları uğurlar.
Mahir, son duraktan indiğinde devletin yolu bu kadar yaptığını bundan ilerisini köye gitmek için yaya olarak yürümesi gerektiğini öğrenir. Köye varmak için dağları, gölleri aşar ve çok zorlu bir yolculuk yaparak hedefine ulaşır. Dağ köyüne varan Mahir’i köy halkı tehlikeli biri olarak görüp silahlarla karşılar ama Mahir, köyün yeni öğretmeni olduğunu söyleyince silahlar iner. Köy halkı, köye öğretmen geldiğine ilk başlarda inanamazlar. Şaşırma sırası Mahir’dedir. Çünkü bir okul binası olmayan bir köye öğretmen olarak atandığını öğrenir. Öğretmen, İl Eğitim Müdürlüğü’ne gidip bu köyde okul binası olmadığını söyleyip yardım isteyeceğini açıklar. Bu sırada köyde yaşı en büyük gencin evlendirilmesi için bir toplantı yapılır. Aslında köyün yaşı en büyük genç bekar erkeği engelli bir genç olan Aziz’dir. Fakat köy halkı bu görücü usulü organizasyonda Aziz’i atlar. Aziz’in bu duruma morali bozulur. Köyün ileri gelenleri Aziz’in kardeşi Celal’e eş bulmak için çalışmalara başlamıştır. Öğretmen ve muhtar, İl Eğitim Müdürlüğü’ne giderken atlı eşkıyalarla karşılaşırlar. Öğretmen bu eşkıyalarla tanışır. Onların anlatıldığı gibi şiddet yanlısı insanlar olmadığını, zararsız insanlar olduğunu zamanla anlayacaktır. İl Eğitim Müdür’ü ülkedeki karışık durumlar nedeniyle onlara okul binası yapımı konusunda yardımcı olamayacağını söyler. Müdür, öğretmene köyde okul bulunmadığını bir dilekçeye yazıp memleketine geri dönmesini tavsiye eder. Öğretmen bu tavsiyeye başta sıcak bakar. Ancak köylülerin bu durum karşısında hayal kırıklığı yaşayacağını ve köy çocuklarının öğretmenlerini görünce gözlerinde oluşan ışığın kaybolacağını bilmektedir. Öğretmen düşünür ve zor bir karar alarak köyde kalacağını muhtara açıklar. Buradan görüldüğü gibi aslında öğretmenlik bir vicdan işidir. Kalmaya karar veren öğretmenin tek bir şartı vardır. Öğretmen, kalması için köydeki kız çocuklarının da okula gönderileceğinin garantisinin verilmesini ister. Öğretmen eşini arayıp eşkıyalar tarafından kaçırıldığı yalanını söyler. Eşkıyaların 2 bin lira fidye istediğini ve paranın hemen gönderilmesi gerektiğini açıklar. Bu gelen para ile okulun inşaat malzemelerinin masraflarını karşılanacaktır. Okul binasının yapımı için inşaat malzemeleri gelmiştir. Binanın yapımına dağdan gelen eşkıyaların da yardım edeceğini öğrenen öğretmen eşkıyalarla birlikte çalıştığının duyulmasından ve bu yüzden başının belaya girmesinden korkmaktadır. Okulun yapımı tamamlanır ve açılış töreninin ardından öğrenciler sınıfa girer. Engelli genç Aziz’in sınıfı ilgiyle izlediği görülür. Öğretmen, okul bahçesinde öğrencilerin Aziz’e vurduğunu görür ve öğrencileri farklılıklara saygı duymaları konusunda uyarır. Öğretmen, Aziz’i de sınıfına alarak diğer öğrencilerle birlikte ona da eğitim vermeye başlar. Böylece hem diğer öğrencilerle Aziz’i kaynaştırır hem de Aziz’e basit seviyede eğitim vermeye başlar. Öğretmen, okul çıkışları Aziz ile özel olarak ilgilenir ve ona ders çalıştırır.
Muhtar, öğretmene kışın gelmesiyle yolların 8 ay süreyle kapanacağını, diğer yerlerle iletişimin kesileceğini, ailesine mektup yazacaksa elini çabuk tutmasını söyler. Aziz, öğretmenin de yardımıyla okuma yazma öğrenmeye başlar ve kendisine yeni bir yaşam amacı bulur. Öğretmen, Aziz’i evine alarak onu çalıştırır. Artık Aziz’in okulun zilini çalıp öğrencileri sınıfa toplama gibi görev ve sorumlulukları vardır. Aziz artık basit cümleler kurmaya başlamıştır ve gösterdiği gelişim takdire şayandır. Köy erkeklerine eş seçmeye giden köy kadınları ve gerdek gecesi adetleri bize köydeki kadının yerini göstermektedir. Köy kadınları bile kendi hemcinslerini birer meta olarak görmektedir. Gerdek gecesi erkeğin kadına gözdağı vermek ve otoritesini göstermek için güvercin kafası koparma gibi çağ dışı adetler bile vardır. Bu sahneler köydeki insanların eğitim seviyelerini ve sosyokültürel durumlarını göstermektedir.
Muhtar, İsa adlı karakteri tabancayla vuracak olan kişiyi durdurur ve İsa’nın canını kurtarır. Buna karşılık olarak İsa, muhtara olan can borcunu ödemek için muhtarın oğluna kızını vermeyi teklif eder. Muhtar oğlunun sakat olduğunu belirterek bu teklife olumlu yaklaşmasa da aldığı ısrarlar sonucunda kabul eder. Muhtar, oğlu Aziz’e ona kız bulduklarını söyler ve evlenmek isteyip istemediğini sorar. Aziz büyük bir mutlulukla evlenmek istediğini belirtir. Aziz’in karısı, düğün gecesi ilk defa Aziz’i görüp onun engelli olduğunu anlayınca moral olarak çöker. Aziz gerdek âdetine karşı çıkarak güvercinin kafasını koparmak yerine onu serbest bırakır. Buradan da anlaşılacağı gibi Aziz’in engelli olması onu diğerlerinden daha kötü bir insan yapmamaktadır aksine çoğu köylüden daha iyi kalpli bir adamdır. Aziz’in karısı engelli bir bireyle evli olduğu için toplum tarafından gördüğü sosyal baskıya, alaylı laflara ve strese dayanamaz. Bunu öğrenen Aziz eşinin üzülmesine sebep olduğu için intihar etmek istese de öğretmen onu intihardan vazgeçirir. Öğretmen, Aziz’e sorununu yazmasını böylelikle sorunu çözebileceklerini söyler. Bunun için de Aziz’in okuma yazma öğrenmesi gerekmektedir. Böylece öğretmen ve Aziz okuma yazma çalışmalarını daha da artırır. Aziz, karne günü okula gitmeyince köylüler onu arar. Aziz’in bir mektup bırakıp eşiyle birlikte kaçtığı anlaşılır. Aziz, mektubunda kendisi engelli olduğu için eşine yapılan sosyal baskılar yüzünden köyden ayrıldığını belirtir. Öğretmen köydeki görevini tamamlar ve ayrılırken bir veda konuşması yapar. Aradan 7 yıl geçer, öğretmen bu dağ köyüne geri döner. Öğretmen yanında Aziz’i, onun eşini ve çocuklarını da getirir. Aziz’i gelişim göstermiş şekilde gören köylüler şaşırır. Aziz’in giyim kuşamı, konuşması ve yürüyüşü değişmiştir. Babası, Aziz’e tedavi olup olmadığını sorduğunda aldığı yanıt “Hayır, ben karıma aşık oldum.” şeklindedir. Bu noktada film, gerçek bir hikâyeden uyarlandığını bir kez daha belirtir. Filmdeki Aziz karakterine ilham veren kişi, eşi, üç çocuğu ve torunuyla İstanbul’da mutlu bir yaşam sürmektedir. Film bu ailenin bir fotoğrafıyla son bulur.

FİLMİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Yetiştirilecek öğretmenlerin farklı ve engelli bireylerle nasıl iletişim kurup onları nasıl kazanacaklarını öğrenmesi gereklidir. Ayrıca öğretmen adayları ile eğitim yöneticisi adaylarına, engelli bireyleri bulundukları ortamdan soyutlamak yerine; çağdaş ve bu bireylerin ilgisini çekecek eğitim yolları öğretilmelidir. Mahir, öğrencilerine sadece hümanist şekilde davranmamıştır ayni zamanda onlara ilgilerini ve enerjilerini çekebilecek, yeni bir hayat sunacak uğraşlar vermiştir. Mahir Öğretmen, Aziz’in okuma ilgisini keşfedip onu bu alana yönlendirmiş ve ona her türlü desteği sağlamıştır. Tüm öğretmenlerin de öğrencileri ilgi alanlarına göre ve yaşam kalitelerini artıracak etkinliklere yönlendirmesi önemlidir. Öğretmenler bu yönden de eğitilmeli ve teşvik edilmelidir. Filmde tek eleştireceğim nokta ise Türkiye’nin doğusundaki öğrencilerin çektiği dil sorununa çok değinilmemesidir. Öğretmenler imkânsızlıkları bahane etmeden gerekirse farklı çözümler bularak eğitim yapabilmelidir. Öğretmenlere bu zorlu görevlerinde işe yarayacak teknik bilgi yanında psikolojik destek ve motivasyon da verilebilir.

FİLM İLE İLGİLİ NOTLAR:
Filmdeki Aziz karakterine ilham olan kişi, bu filmin ön gösterimine davet edilmiştir. Ön gösterimde bu kişi, kendisini oynayan Mert Turak’a sarılarak ağlarken “Çok güzel oynamışsın. Mahsun (yönetmen) ve ekibine de çok teşekkür ederim. Benim yaşadıklarım bu ülkenin engellileri için umarım umut olur. Sevgi ve aşkın iyileştiremeyeceği hiç bir hastalık yoktur. Yeter ki insanlar inansınlar. Lütfen bu ülkede engellileri engel olarak görmeyelim. Ben hayatımı her şeyimi eşime borçluyum. Allah ondan razı olsun” diye konuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Asfalt

Bilmem kaç sene oldu  Zaman geldi geçti  Beraber çokça geçtiğimiz o toprak yola  Asfalt bile döküldü  Kim bilir bu yeni yolda kaç kuş öldü ...